MERSİN’DE MANZARAMIZI KORUYALIM!

Yayınlama: 27.01.2025
Düzenleme: 29.01.2025 09:33
A+
A-

MERSİN’DE  MANZARAMIZI KORUYALIM!

Mersin’de “Manzaramızı Koruyalım” başlığı altında açılan sergi, kentimiz’ in doğal, tarihi ve kültürel mirasını koruma çağrısında bulunan, sanatın gücünü kullanarak farkındalık yaratan bir etkinliktir. Doğal ve Kültürel zenginliklerin korunması, Akdeniz’in incisi olarak, hem doğal güzellikleri hem de tarihi yapılarıyla tanınır.  Ancak şehirdeki hızlı kentleşme, çevre kirliliği ve tarihi dokunun zarar görmesi, dikkate alınması gereken önemli sorunlardandır. Bu sergi, sanat yoluyla bu zenginliklere dikkat çekmeyi amaçlar. “Manzaramızı Koruyalım” sergisi, Mersin’in farklı manzaralarını – dağları, denizi, limanı, tarihi evleri, sokaklarını ve doğal yaşamını – koruma altına alma çağrısı yapar. Sergi, bu değerlerin kaybolmaması için bir hatırlatıcı görevi görür. Bu sergi, sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda Mersin’in manzarasını koruma çağrısıdır.

Mersin, tarihi liman kentinin dünya mirasıdır. Hala keşfedilmeyi bekleyen denizi, çeşmesi, deresi tepeleri, koyları, dağları, ağaçları, endemik bitkileri, börtü böcekleri, kurtları, kuşları, hayvanları ve köyleri var.  Bireysel varlığımızı sürdürmemizin ötesinde yüzyıllar boyunca değişmeye uğrasa da günümüze kadar taşıdığı değerleriyle kentin kimliğini oluşturmuş parçalar,  zamanın teslimiyetinden fazlasını barındırır. Bırakılan her izin kendi döneminde sahip olduğu anlamlar, günümüze kadar her şeye rağmen, savaş, deprem ve yangın yaşamış olmasa da bize kendini göstermeye devam eden değerlerimiz, gelecekte bürüneceği manzarayı zaman gösterir. Corona sürecinde yaşadığımız manzaralar gibi… Burada doğa kendi estetiğine kavuşur.

Jan Assmann’a göre, “kültürel bellek”  yanında “manzara “ bir toplumun kolektif hafızasını oluşturur ve bu hafıza, o toplumun kimliğini tanımlayan en önemli unsurlardan biridir. Kültürel bellek, yazılı metinler, ritüeller, semboller, mimari ve manzara gibi araçlarla nesilden nesile aktarılır.

 

Assmann’ın Temel Argümanları

  1. Belleğin Katmanları:

İşlevsel Bellek: Günlük yaşamda kullanılan bilgi ve pratikleri içerir.

Kültürel Bellek: Uzun süreli, simgesel anlam taşıyan ve bir toplumu tanımlayan bilgilerdir.

  1. Hafıza ve Kimlik:

Assmann’a göre kültürel bellek, bir toplumun kimliğini inşa eder. Geçmişin belirli olayları ve figürleri, toplumsal değerleri ve normları pekiştirmek için sürekli yeniden hatırlanır.

  1. Maddi ve Manevi Unsurlar:

Kültürel bellek, maddi unsurlarla (yazıtlar, anıtlar, sanat eserleri, doğa, manzara) ve manevi unsurlarla (din, mitler, ritüeller) korunur.

  1. Unutma ve Hatırlama:

Her toplum, hatırlanması gerekenleri seçerken bazı şeyleri unutur. Bu seçici süreç, kolektif belleği şekillendirir ve güç ilişkilerini yansıtır.

Eski Mısır’da yazıtlar ve anıtlar, kültürel belleğin korunmasına hizmet etmiştir. Modern toplumlarda ise müzeler, güzel kentler, yeşil kentler, ulusal bayramlar ve resmi tarihler kültürel belleği şekillendiren araçlardır.

Assmann’ ın bir çalışması, tarih, antropoloji, din bilimleri ve kültürel çalışmalar gibi birçok alanda temel bir referans hâline gelmiştir. “Kültürel bellek” ,”manzara” kavramı, özellikle toplumların geçmişlerini nasıl anlamlandırdığı ve aktardığı üzerine yapılan araştırmalarda çok etkili olmuştur.

Kent içi manzara ve ekosistem, doğal ve yapay unsurların bir arada bulunduğu, insanların yaşam alanlarını etkileyen ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir rol oynayan çevresel yapıyı ifade eder. Bu ekosistem, yeşil alanlar, parklar, kentsel sulak alanlar, sokak bitkileri, tarihi dokular ve insan faaliyetlerinin doğayla etkileşiminden oluşur.

Mersin’de Kent İçi Manzara ve Ekosistemine baktığımızda; geniş sahil şeridi, tarihi alanları, parkları ve Akdeniz ikliminin sunduğu doğal zenginlikleriyle kent içinde hem görsel hem de ekolojik bir çeşitlilik sunar.

  1. Yeşil Alanlar ve Parklar

Mersin’in kent içi ekosistemi, çeşitli park ve rekreasyon alanlarıyla zenginleştirilmiştir:

Atatürk Parkı: Sahil boyunca uzanan bu park, palmiyeler ve çam ağaçlarıyla kaplıdır. Şehir içinde nefes alabileceğiniz önemli bir yeşil alandır.

Mersin Marina Çevresi: Denizle buluşan modern bir alan olup, yeşillik ve açık hava yürüyüş yollarıyla kent ekosistemine katkı sağlar.

Kültür Park: Sahil şeridindeki en büyük yeşil alanlardan biridir. Bisiklet yolları, çocuk oyun alanları ve spor alanlarıyla hem manzara hem de sosyal kullanım açısından zengindir.

  1. Sahil Şeridi ve Deniz Ekosistemi

Akdeniz’e Açılan Kıyılar: Mersin, uzun sahil şeridiyle hem kentsel manzarayı hem de ekolojik sistemi etkiler. Deniz ve kıyı ekosistemi, balıkçılık, turizm ve doğaseverler için büyük önem taşır.

Lagünler ve Deltalar: Göksu Deltası gibi sulak alanlar, kentsel alanlarla doğal ekosistem arasında bir köprü görevi görür. Flamingo ve diğer göçmen kuşların uğrak yeridir.

  1. Kent İçi Bitkileri

Mersin, Akdeniz iklimine uygun bitkileriyle tanınır:

İsrail Kauçuğu, Palmiye Ağaçları: Şehrin caddelerinde ve sahil şeridinde bulunan ağaçlar, Mersin’in tanınan bir simgesidir.

Portakal ve Narenciye Bahçeleri: Şehir merkezine yakın bölgelerde narenciye bahçelerine rastlamak mümkündür. Bunlar, hem manzarayı güzelleştirir hem de ekonomik katkı sağlar.

Sokak ve Meydan Ağaçlandırmaları: Çınar, akasya ve begonvil gibi bitkiler, kentsel alanlarda gölge ve estetik katkı sağlar.

 

  1. Tarihi ve Kültürel Dokunun Ekosistemle Etkileşimi

Camişerif Mahallesi: Tarihi taş evler ve sokaklar, kent manzarasının bir parçası olup, eski ve yeni dokunun ekosistemle birleştiği alanlardır. Restorasyon projeleriyle bu alanlar koruma altına alınmıştır.

Tarsus Şelalesi: Kentin doğal ve tarihi yapılarının birleştiği bir başka önemli manzara unsurudur.

  1. Kentsel Sulak Alanlar ve Mikro Ekosistemler

Göletler ve Yapay Havuzlar: Kent içinde yapılan göletler, hem estetik hem de ekolojik fayda sağlar. Sulak alanlar, kuşlar ve diğer canlı türleri için yaşam alanı sunar.

Yağmur Bahçeleri: Bazı modern projelerde, yağmur suyunu biriktiren ve bitki sulamasında kullanan sistemler görülmektedir.

 

  1. Ekolojik Zorluklar ve Koruma

Mersin, hızla büyüyen bir şehir olarak kent içi ekosistemini koruma konusunda zorluklarla karşı karşıyadır:

Aşırı Yapılaşma: Kent merkezindeki yoğun yapılaşma, doğal ekosistemi tehdit eder.

Hava ve Su Kirliliği: Sanayi ve liman faaliyetleri, çevresel sorunlara yol açabilir.

Yeşil Alan Kaybı: Şehir büyüdükçe yeşil alanların azalması, ekosistemi olumsuz etkiler.

 

  1. Sürdürülebilirlik Çabaları

Mersin, kentsel ekosistemi korumak ve sürdürülebilir bir şehir modeli oluşturmak için çeşitli projeler geliştirmektedir:

Bisiklet Yolları: Kent içinde çevre dostu ulaşımı teşvik eden yollar.

Ağaçlandırma Projeleri: Yeni parkların ve yeşil alanların oluşturulması.

Doğa Dostu Restorasyonlar: Tarihi binaların restorasyonu sırasında ekosisteme zarar vermeyen yöntemler kullanılması.

Mersin’in kent içi manzarası, doğal ve insan yapımı unsurların dengeli bir birleşimini sunar. Bu dengeyi koruyarak, hem doğal yaşamı destekleyen hem de insanların yaşam kalitesini artıran bir ekosistem yaratmak mümkündür.

 

Hititler, Kilikya bölgesi için “Adanya Ülkesi” ya da “Kizzuwatna” adını kullanmış ve bu bölgeyi “Güneş Bahçeleri” olarak tanımlamıştır. Bu ifade, Kilikya’nın coğrafi ve doğal zenginliklerini, bereketli topraklarını ve bol güneşli iklimini simgeler.

Hititler ve Kilikya (Kizzuwatna)

Kizzuwatna Krallığı, Kilikya bölgesinde, özellikle MÖ 2. binyılda önemli bir Hitit vasal devleti olarak varlık göstermiştir.

Hititler, Kizzuwatna’yı, verimli ovaları (örneğin Çukurova), ılıman Akdeniz iklimi ve tarımsal potansiyeli nedeniyle çok değerli bir bölge olarak görmüştür.

Bölgenin güneşi, bereketi ve doğal güzellikleri nedeniyle “Güneş Bahçeleri” (Hititçe’de metaforik bir ifadeyle) gibi betimlemeler kullanılmıştır.

Kilikya’nın Bereketi

Kilikya bölgesi, Toros Dağları’ndan Akdeniz’e kadar uzanan, bereketli toprakları ve bol güneş alan iklimiyle tarımsal üretim açısından tarih boyunca stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bölge, tarih boyunca zeytin, üzüm, buğday gibi ürünlerin yetiştirildiği ve ticaretin merkezi olduğu bir yer olmuştur.

Mitolojik ve Kültürel Bağlantılar

“Güneş Bahçeleri” tabiri, aynı zamanda bölgenin Hitit mitolojisindeki tanrılarla bağlantısına işaret eder. Güneş Tanrısı, Hitit panteonunda önemli bir yere sahiptir ve Kilikya gibi verimli bölgeler bu tanrıyla ilişkilendirilmiştir.

Ayrıca Kilikya, coğrafi konumu nedeniyle Mezopotamya, Anadolu ve Akdeniz uygarlıklarının kesişim noktasında yer almış, bu nedenle kültürel zenginliğiyle de dikkat çekmiştir.

Bu ifade, Kilikya’nın tarih boyunca bir bereket ve zenginlik diyarı olarak algılandığını göstermektedir ve Hititlerin bu bölgeye ne kadar değer verdiğini ortaya koyar.

Sonuç olarak yukarıda tanımladığımız, uygarlıklardan verdiğimiz örnekler doğrultusunda ve olması zorunlu olan gereksinimler sıralandığı gibi olmamaktadır. Bitki örtüsünün korunmadığı, jeolojik ve coğrafi konumun korunmadığı bir gerçektir. Çarpık kentleşme, sahili yok etti, şimdi de deprem korkusuyla dağ eteklerini, bahçe ve tarım alanlarını talan etmeye devam etmektedir. Çöp sorunu çözülememiş, hala kediler ve göçmenler konteyner içinde çöp ayrıştırmaya devam ediyor.  Kalmış derelerin içi moloz ve hatta dere içinde yapılanmaya devam ediliyor. Trafik bir cehenneme dönmüş durumda, Bisiklet, ihtiyaç olarak kullanılmamakta vs .. Herkes görüyor estetik algının, ne kadar yoksun olduğunu kentimizde.  Belki de kent içinde doğayı kendi estetiğine bırakmak gerekiyor. Ağaçlar, dallar birbirini kucaklasın, ağaçlar göğe ulaşsın, yol kenarında sarı papatyalar, gelincikler , dede sakalları dolsun taşsın, arılar , kelebekler kuşlar, kurtlar sefa sürsün. Biz de manzaramıza ulaşalım.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.