MERSİN’NİN SICAK GÜNDEMİ: GÖZALTILAR VE MUHALEFETİN MESAJLARI

Son zamanlarda ülke siyasetinde dengeler hızla değişirken, Mersin’de de sıcak gündemler yaşanıyor. İlk sıcak gündem, Mersin’in Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları ve meclis üyelerinin gözaltına alınmasıydı. Gerçekten kafa karıştırıcı ve endişe verici bir durum. Bu olay, Türkiye’deki siyasi belirsizlik ve gerginliği daha da artırmış durumda. Eşbaşkanlar Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile bazı meclis üyeleri, terör örgütü propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak gibi suçlamalarla gözaltına alındı.

Bu gözaltılar, iktidar cephesi ile DEM Parti heyeti arasında süren görüşmelerin arka planında gerçekleşti. DEM Parti heyeti, çeşitli siyasi partilerle görüşmeler yaparak barış ve çözüm sürecine dair adımlar atmaya çalışırken, iktidar cephesinden Akdeniz Belediyesine yapılan hamle, deyim yerindeyse “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtti.

Seçimle gelmiş belediye eşbaşkanlarını ve meclis üyelerini gözaltına almak, halkın iradesini gasp etmek demektir. Demokratik ülkelerde seçim olur ve seçmenin iradesiyle demokrasi, adalet, eşitlik inşa edilir. Ancak son yıllarda Türkiye’de antidemokratik uygulamalar yaşanıyor. Emeklisinden işçisine, kadınından sağlıkçısına, yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar toplumun tüm katmanları sokakta sesini yükseltiyor. Yine de ülkede geniş ve kapsamlı bir ittifak yaratılamıyor.

Mersin’in sıcak gündemlerinden biri de ana muhalefet partisi genel başkanı Özgür Özel’in son yerel seçimlerden sonra geçtiğimiz gün toplu açılış törenine katılmak için Mersin’e gelmesiydi. Açılış coşkulu bir mitinge dönüştü. Özel, sürpriz bir mesaj vereceğini söylemişti. Mersinliler merakla bekledi ve çıtayı yüksek tuttu. Ancak Özel’in sürprizi, sahneden iktidara kırmızı kart göstermek oldu. Halk için beklentinin çok altında bir mesajdı. Özel’in mesajları daha güçlü olabilirdi.

Özel, Mersin’in çok kimlikli, çok kültürlü ve çok inançlı şehirlerden biri olduğunu belirtti. Sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara ve Kürt demokratlara çağrı yaptı, ancak ülkenin sosyalistlerini ve devrimcilerini unuttu. Başkan Özel’in en iyi mesajı ise İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlara, kadın emeğini yok sayanlara ve kadınları evlere kapatanlara yönelikti. Eğer muhalefet partileri iktidar olmaya adaysa, yerellerin gücünü arkasına alarak ve tüm kesimlerle geniş bir ittifak ilişkisi yaratarak ancak topluma güven verebilir. En güçlü muhalefet partisi CHP ve DEM Parti, iktidara karşı toplumun taleplerini siyasi söylemlerine ve pratiklerine daha net, daha cesaretli yansıtmalıdır. Aksi takdirde toplum, iki partinin siyasi aktörlerine inancını ve güvenini yitirmeye başlayabilir.

Bu nedenle, güçlü bir muhalefet iradesine ihtiyaç duyulmaktadır. Siyasi belirsizliğin ortadan kalkması ve toplumun geniş kesimlerinin taleplerine cevap verebilmesi için muhalefetin daha etkili ve kararlı adımlar atması gerekmektedir. Bu, hem demokrasi hem de ülkenin geleceği için kritik öneme sahiptir.